Hiç mesaj bulunmadı
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 350.00 TL | 350.00 TL |
2 Taksit | 175.00 TL | 350.00 TL |
3 Taksit | 123.67 TL | 371.00 TL |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 350.00 TL | 350.00 TL |
2 Taksit | 175.00 TL | 350.00 TL |
3 Taksit | 123.67 TL | 371.00 TL |
4 Taksit | 93.63 TL | 374.50 TL |
5 Taksit | 75.60 TL | 378.00 TL |
6 Taksit | 63.00 TL | 378.00 TL |
Ödeme Türü | Toplam Tutar |
---|---|
Diğer Kredi Kartları | 350.00 TL |
Havale / Eft | 350.00 TL |
Posta Çeki | 350.00 TL |
Kapıda Ödeme | 360.00 TL |
Kapıda ödemeli siparişlerde +10,00TL kapıda ödeme hizmet bedeli ilave edilir. |
- Vade farksız taksitler KOYU renkte gösterilmektedir.
- X+X şeklinde belritilen taksitler (Örneğin: 2+3) 2 taksit olarak işleme alınmakta ancak ilgili bankanın kampanyası dahilinde 2 taksit üzerinden işlem yapıldığı halde 2+3 yani 5 taksit olarak kartınıza ve ödemenize yansımaktadır. (2 taksit seçilmiş olsa bile banka kampanyası dahilinde ekstradan vade farkı eklenmeden işlem 5 taksite bölünmektedir.)
Sarı Kehribar, sadece bir roman değil; çokdilli, çokkatmanlı, çokzamanlı bir bellek arkeolojisi. Kıbrıslı bir ailenin arşivinden çıkan fotoğraflarla örülmüş; bireysel hafıza ile kolektif tarih arasında gezinen sinematografik bir anlatı. Mehmet Yaşın, şiirsel dil ile arşiv estetiğini buluşturduğu bu “müze-roman”ında edebiyatın sınırlarını aşarak, belleğin, kültürün ve politik tarihin kıyılarına açılıyor.
Olaylar, Lefkoşa’da Mnemosyne Nehri’ne uçan bir arabanın içindeki iki kişiden birinin kaybolmasıyla başlıyor. Kaza mı suikast mı olduğu belirsiz bu olay, hem bir polisiye hikâyeyi tetikliyor hem de okuru, imgeler, belgeler ve zamanlar arasında dolambaçlı bir yolculuğa çıkarıyor. Adı verilmeden roman boyunca izini sürdüğümüz “Arkadaş”, gerçek mi yoksa hayalet mi olduğu belirsiz bir figüre dönüşürken, yazarın kendi biyografisiyle iç içe geçmiş otobiyografik bir gölgeye de bürünüyor.
Levant coğrafyasının Osmanlı sonrası dönüşümünü, Kıbrıs’ın yarım kalmış modernitesini ve kimlik parçalanmalarını bir dedektif hikâyesi estetiğiyle ele alırken, aynı zamanda romanın olanaklarını da sorguluyor Yaşın. Bir anlamda roman, bu kitapta sadece anlatım aracı değil, anlatının kendisine dönüştürülmüş bir ortam, bir araştırma mecrası, çokkatmanlı bir laboratuvar.
“Bir şeyi dinler veya anlatırken hatırladığınız başka şey, akılda olmayan baaambaşka bir hikâyeyi davet eder. Ben de şimdi burada, ne Aris’in, ne Rachel’in, ne de başkasının kaydetmediği şeyleri aktarıyorum. Eh, benim işim de bu: Unutulanı hatırlatmak.”